İnsana bir sıkıntı dokunduğu zaman insan duaya koşar ve dua etmek ister. Kulun rabbine ihtiyaç olmadığı tek bir an bile yoktur. Bir çok kimsenin farkında olmadığı en önemli dualadan biri de, özellikle çocuğu olmayan kimseler için Zekeriya (a.s.)’in yaptığı duadır. O şöyle dua etti: “Rabbim! Beni yanlız bırakma! Sen, varislerin en hayırlısısın, (her şey sonunda senindir)” (Enbiya: 89).
Duâ mü'minin silahıdır. Hadîs-i Şerîfte: "Size düşmanınızdan kurtaracak, rızıklara kavuşturacak şeyi bildireyim mi? Allâhü Teâlâ'ya gece ve gündüz duâ edersiniz. Zira duâ mü'minin silahıdır," buyurulmuştur.
Duâ, inmiş ve inmemiş belaya fayda verir. Muhakkak bela kula iner, duâ onu karşılar da kıyâmete kadar onunla savaşır, onu defeder, geri çevirir.
Hz. Eyüp'e dert gelip çattığı halde dua da aceleci davranmıyor. Allah'a yönelen, gerçek anlamda yönelen herkesin duasını Allah kabul eder. İşim düştüğü zaman arkadaşımı arayım şeklinde yaklaşım yanlıştır.
Dua bizim vazifemiz, Allah'a dua etmek bizim vazifemizdir, Allah ister kabul eder ister kabul etmez. Allah eğer bir şey vermiyor ise o hakkımızda hayırlıdır.
Dua el açmak olduğu gibi aynı zamanda insanın mücadele etmesi ve bir şeyler için mücadele etmesi gerekiyor. Eğer askerseniz ve savaşıyorsanız dua etmenin iyi olacağı gibi aynı zamanda da elinizdeki silahında günümüz teknolojiye uygun olması önemlidir. Örneğin; Che Guevara'nın sözleri önemlidir ama bu sözleri sadece söz değil aynı zamanda da fiili olarak güçlenmek önemlidir. Dua böyle olursa tam olur.
Kaynak: sanal ülke
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder